- 9 Eylül 2022
- Yayınlayan: aro
- Kategori: Haberler
Antalya Rehberler Odası Başkanı Mustafa Yalçınkaya, GM Dergi için verdiği demeçte kaçak acentelerin çözümünden, rehberlerin son durumuna ve personel sıkıntısına kadar birçok konudaki güncel durumu bizlerle ve sektör temsilcileri ile içtenlikle paylaştı.
Rehberlerin pandemiden sonraki istihdamındaki durum nedir?
Pandemi döneminde çağrı merkezlerinde ve emlak sektöründe çalışan rehberler, pandemi sonrası tekrar mesleğe dönmeye başlamışlardır. Pek çok rehberimiz Antalya, Manavgat ve Alanya çıkışlı turlarda çalışmaktadırlar. Bir kısmı da Anadolu turlarında ve dönemsel olarak İstanbul’da mesleklerini icra etmektedirler. İç pazarda da yoğun bir hareketlilik gözlemlenmektedir. Acenteler, aylar öncesinde tur tarihlerini ve rehber müsaitliklerini planlamaktadırlar. Okul turlarında da idareciler, rehber ile beraber tur yapılması gerektiğinin bilinciyle acentelerini rehber konusunda uyarmaktadırlar. Belediyelerimizi de düzenledikleri turlarda rehber bulundurmaları hususunda sürekli bilgilendiriyoruz.
Rehberler açısından kasım ayına kadar yoğun bir sezon görülmektedir. Tabii ki farklı dil gruplarında dönemsel yoğunluklar olmakla beraber ülkemizin dünya turizmdeki ayrıcalıklı konumundan dolayı -yeni pazarlar ile beraber- her geçen gün misafir sayıları artış göstererek pandemi öncesi sayılara ulaşılmaktadır. Misafirin otelden çıkarak turlara katılımı konusunda Perge Antik Kenti’nin aydınlatılması ve gece müze turları teklifimizi yineliyorum. Antalya’nın sabır gerektiren sıcağı, gündüzleri misafirlerin turlara katılım oranını düşürmektedir.
En büyük sıkıntı sizce nedir ve nasıl çözümlenir?
Sıkıntılar sıralamasında birinci sırada Belgesiz Rehberlik ve Kaçak Acentecilik faaliyetleri bulunmaktadır. Bu iki husus birbiri ile ilişkilidir. Yoğun olarak Orta Doğu ve BDT pazarında gözlemlediğimiz bu sıkıntıyı öncelikli olarak çözümlemek odak noktamızdır. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, TÜRSAB ve Antalya Rehberler Odası olarak düzenli denetimlerimiz yapılmaktadır. Bu hususta herhangi bir sorun yoktur. Ancak birbirleri ile organize olmuş bu yapılanmalar -kanun tanımaz bir tavırla- faaliyetlerini devam ettirmektedirler. Kaleiçi’nde turizm polisimizin göreve başlamasıyla kaçak acentecilik ve belgesiz rehberlik faaliyetleri azalmıştır. Sık ziyaret edilen diğer yerlerde de Turizm Polisimizin sabit denetim noktaları kurmasını talep ettik. Ayrıca Göç İdaresinin sahada denetim yapması için yurtdışında pek çok ülkede bulunan Migration Police (Göçmen Polisi) dediğimiz bir kurumun ülkemizde de kurulması gerektiğini yetkililere ilettik. Bu konuda gelen şikayetlerden dolayı ilgili Bakanlıklarımızın yakında adım atacağını umuyoruz.
Rehber, sadece anlatım yapan şahıs değildir. Kültürel mirasın korunması, ülkemize ziyarete gelen yabancı misafirin ve kendi vatandaşımızın doğru bilgilendirilmesi ve sorunların doğru iletişim ile çözümlenmesi rehberin sorumluluk alanındadır. Profesyonel Turist Rehberi etik değerler doğrultusunda hareket eder, adresi bellidir ve kayıt altındadır.
Ülkemize sığınmacı, geçici koruma statülü ve oturma izni alarak gelen yabancılar ile turist rehberliği çalışma kartı (kokartı) olmayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının rehberlik yapma hakkı kesinlikle yoktur. Rehber, kültür diplomasisinin önemli bir unsurudur. Ülke tanıtımı konusunda yetkilendirilmiş şahıstır. Suistimale açık olan bu meslekte sıkı denetim esastır. Bunun yanı sıra tur faaliyeti bir öğrenme ve kültürlenme sürecidir. Bilinçsiz ve yetkisiz şahıslar tarafından icra edilmesi tarihi ve kültürel değerlerimizin doğru anlaşılmasını engeller. Pek çok tarih ve sanat sevdalısı bir rehberden etkilenerek bilinçli gezme alışkanlığı edindiklerini belirtmektedirler.
Tüm turizm paydaşlarını ve sorumlu vatandaşlarımızı Belgesiz Rehberlik ve Kaçak Acentecilik faaliyetlerine karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz. Şahit oldukları belgesiz rehberlik ve kaçak acentecilik faaliyetlerini İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne, TÜRSAB Temsilciliklerine ve Odamıza şikayet etmelerini rica ediyoruz.
Ayrıca, turlara katılmayı düşünen vatandaşların tur reklamlarında TÜRSAB Sicil Numarasının bulunup bulunmadığını ve tur esnasında çalışma kartlı (kokartlı) profesyonel turist rehberi olup olmayacağını kontrol etmelerini önemle hatırlatıyorum. Son dönemde gördüğümüz “acenta refakati” gibi yanıltıcı ifadelere aldanmasınlar. “Profesyonel Turist Rehberliği Hizmeti” şeklinde bir ifadeyi tur reklamlarında ısrarla arasınlar. Herkesin bilinçli olduğu yerde sorunlarda rahatlıkla çözümlenir. Ceza, kişiyi ıslah etme; bilinç ise toplumu geliştirme çabasıdır.
Personelde özümüze dönelim
Turizm profesyonellerine iletmek istediğiniz mesaj nedir?
Turizm ailesi olarak bir zincirin halkalarıyız. Misafir memnuniyetini sağlamak için en önemli unsur çalışanlara değer vermektir. Tüm yöneticiler kalifiye eleman bulamadıklarını belirtmektedirler. Yıllarca stajyerler üstünden çözümlenen yoğun emek sorunu daha sonra yabancı işgücü üzerinden çözümlenmeye çalışılmıştır. Geldiğimiz nokta da ise eskisi gibi stajyerde yoktur, yabancı işçi maliyeti de iyice yükselmiştir. Demek ki öze dönüş esastır. Kendi insanımıza değer vermezsek -dünya küçüldü- insanlar kaçar. Bugün, turizm sektöründe takdir ettiğimiz bütün şirketler, personeline değer veren bir zihniyet yapısına sahiptirler. Bunu görmezden gelmeyelim.
Rehberlerden çoklu yetenek beklenirken izin ve fazla mesai talepleri ısrarla görmezden gelinmektedir. Gece yola çıkılan ve uzun süren turlarda otobüste geçen zaman işten sayılmaz gibi bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Sürekli turistlerle beraber dolaşan, güneş gözlüklü bir seyyah imajımız olmasına rağmen rehberlik stresle baş etmeyi gerektiren, hayat boyu öğrenme talep eden, sürekli sorun çözme sürecinde bulunulan ve iş-aile dengesinin sağlanmasının kolay olmadığı yıpratıcı bir meslektir. İşverenlerin bir numaralı müşterileri kendi personelleridir diyerek sözlerimi tamamlıyorum. Rehber camiası olarak mesleğimizin güncel sorunları hakkında benimle bu röportajı yaptığınız için meslektaşlarım adına teşekkürlerimi sunuyorum.